Sosyal Medya

Güncel

Musul kurtarıldı…

Musul’un kurtarılması eğer orada başka acıların yaşanmasına yol açarsa, yerle bir olan kentin imarı ve hayatının normal akışının sağlanması için gerekli tedbirler bir an önce alınmazsa, Amerika hedef seçtiği terör örgütünü yendikten sonra, işler bir sistem kurmadan çekip giderse, başladığımız yere döneriz. Zaten yeterince istikrarsız olan bölgenin istikrarı için IŞİD’in sadece askeri açıdan yenilmesi ne yazık ki yetmez. Her açıdan imarın, ekonomik ve siyasi geleceğin güvence altına alınması şarttır.



Mansur Akgün - KARAR

Musul IŞİD’den kurtarıldı, BaÄŸdadi’nin öldüğü de artık teyit edildi. Büyük bir olasılıkla yakında Rakka da IŞİD’den alınır, terör örgütünün coÄŸrafi varlığı ve siyasi etkisi sınırlanır. Bu, herkes açısından önemli bir geliÅŸme. Türkiye içinse çok daha önemli. Çünkü İçiÅŸleri Bakanlığı tarafından geçen günlerde yayınlanan raporda da belirtildiÄŸi gibi Türkiye’de 304 kiÅŸi IŞİD’in düzenlediÄŸi saldırılarda hayatını kaybetti, bin 338 kiÅŸi de yaralandı.

Örgüt, Polis ve MÄ°T’in çabası olmasaydı belli ki en az 22 eylem daha gerçekleÅŸtirecek, yüzlerce, belki binlerce insanın hayatına kast edecekti. Ayrıca IŞİD’in eylemlerinin Türkiye’nin turizmine ve dolayısıyla ekonomisine darbe vurduÄŸunu da unutmamak gerek. IŞİD ne kadar çok yerde yenilirse, savunduÄŸu fikirler ne kadar az insan tarafından benimsenirse, Türkiye o kadar rahat eder. Ama IŞİD ile mücadele kadar, mücadele için seçilen yöntem ve bu yöntemin doÄŸuracağı sonuçlar da önemlidir.

Musul’un kurtarılması eÄŸer orada baÅŸka acıların yaÅŸanmasına yol açarsa, yerle bir olan kentin imarı ve hayatının normal akışının saÄŸlanması için gerekli tedbirler bir an önce alınmazsa, Amerika hedef seçtiÄŸi terör örgütünü yendikten sonra, iÅŸler bir sistem kurmadan çekip giderse, baÅŸladığımız yere döneriz. Zaten yeterince istikrarsız olan bölgenin istikrarı için IŞİD’in sadece askeri açıdan yenilmesi ne yazık ki yetmez. Her açıdan imarın, ekonomik ve siyasi geleceÄŸin güvence altına alınması ÅŸarttır.

IŞİD’e, daha doÄŸrusu onun temsil ettiÄŸi görüşe karşı siyasi mücadele verilmesi için, El Kaide ve IŞİD gibi örgütleri ortaya çıkartan yapısal ve konjonktürel nedenlerin iyi incelenmesi gerekmektedir. Sorun medeniyetler savaşıyla, polisiye tedbirlerle, Amerika’da olduÄŸu gibi Müslüman çoÄŸunluklu bazı ülkelerden gelenlere ambargo koyulmasıyla deÄŸil, iÅŸbirliÄŸi anlayışı ve empatiyle çözülebilir.

Ayrıca “yalnız kurtların” neden radikalleÅŸtikleri iyice araÅŸtırılmalı, yabancı savaşçı olgusu polisiye tedbirlerin ötesinde algılanmalıdır. Bu konu sosyal medya mesajlarının cazip içeriklerine, IŞİD ÅŸiddetinin çekiciliÄŸine indirilemeyecek kadar karmaşıktır. Avrupa ve Amerika’daki dışlanmışlık, marjinalleÅŸme ve marjinalleÅŸtirmeyle de baÄŸlantılıdır. Filistin sorununun çözümsüzlüğü, Irak’a 2003’de yapılan müdahalenin sonuçları üstünde de düşünülmelidir.

DiÄŸer yandan IŞİD’e karşı savaşın liderliÄŸini yapan ABD baÅŸtan itibaren yanlış politika izlemiÅŸ, bir terör örgütüne karşı verdiÄŸi savaşında bir baÅŸka terör örgütüne dayanmayı seçmiÅŸtir. Ãœstelik de bu terör örgüt 1952’den bu yana resmen ittifak iliÅŸkisi içinde olduÄŸu Türkiye’nin savaÅŸtığı, canının yandığı bir örgüt olmasına, kendisi tarafından da terör örgütü olarak tanınmasına raÄŸmen.

IŞİD’in askeri açıdan yenilgiye uÄŸratılması, onu yenenlerin dar görüşlülüğü ve stratejik vizyonsuzluÄŸu yüzünden ne yeni IŞİD’lerin ortaya çıkmayacağını, ne de yeni istikrarsızlık kaynaklarının yaratılmayacağını garanti etmektedir. Mesela PYD gelecekte sadece Türkiye için deÄŸil bölge için de sorun ve istikrarsızlık kaynağı olmaya adaydır. Irak’ta Sünni nüfusun ağırlıkta olduÄŸu yerlerin Åžiiler tarafından kurtarılması da sorun yaratma potansiyelini içinde barındırmaktadır.

Bölgenin istikrara kavuÅŸması çok farklı çıkarların kesiÅŸmesi ve çatışması yüzünden kısa bir süre içinde gerçekleÅŸeceÄŸe benzememektedir. Suriye, ABD ve Rusya Federasyonu’nun belli konularda uzlaÅŸtığı, ama etki alanları yaratmak anlamında rekabet halinde olduÄŸu bir “saha” haline dönüşmüştür. Bu sahanın bir baÅŸka unsuru da Ä°ran’dır. Suudi liderliÄŸinde ve Katar karşıtlığında oluÅŸan Arap koalisyonunun da Suriye sahasında yeni bir oyun planı geliÅŸtirmesi beklenmelidir.

PKK/PYD de savaşın sürmesinden yarar saÄŸlayan bir aktördür. Suriye sorunun sürmesi onların beklentilerinin hayata geçmesini saÄŸlayacak ortamın yaratılmasına yardımcı olmaktadır. Ä°srail’se Suriye’deki artan Ä°ran varlığından rahatsız olmasına karşın kendisine gösterilen tolerans sayesinde gerçekleÅŸtirdiÄŸi nokta operasyonlarıyla istikrasızlıktan etkilenmemekte, sorunun çözümü için özel bir inisiyatif geliÅŸtirme ihtiyacı hissetmemektedir.

25 Eylül’de Kuzey Irak’ta yapılacağı açıklanan bağımsızlık referandumunun da bölgenin istikrasızlığına istikrasızlık katması olasılığı güçlüdür. EÄŸer IKBY bağımsızlığını ilan edecek olursa Irak’ın parçalanması, ama asıl Ä°ran’ın etkisinin Irak’tan geriye kalacak kısımda çok daha fazla hissedilmesi kaçınılmaz hale gelecektir. Irak’ın Sünni ve Åžii bölgelerinin zaman içinde birbirinden kopması ihtimali de dikkate alınması gereken bir baÅŸka gerçeklik olarak Türkiye’nin ve aslında bütün dünyanın karşısında durmaktadır…

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.